Geçtiğimiz hafta 23 Nisan kısa tatilini fırsat bilip, takıp fotoğraf makinemi boynuma düştüm yollara. Yolum Bolu’ya bağlı, tavuğuyla ünlü Mudurnu ilçesine düştü. Mudurnu; küçük, şirin, insanları birbirine ve kültürlerine inanılmaz bağlı bir ilçe. Esnafı çok samimi ve önerim çay tekliflerine asla hayır demeyin.
Bu kadar zengin bir kültüre sahip topraklarda yaşadığımıza şahit oldukça şaşırıyor, bunların bırakın kıymetini bilmeyi, bi’haber yaşadığımızı gördükçe hayret ediyorum. Cuma günü denk geldiğim, yaşadığım bu güzel kültür olayını buradan paylaşmak istiyorum.
Yaklaşık 700 yıllık geçmişi olan, Ahilik kültüründen günümüze gelen ve zaman içinde devşirilen güzel bir adet Esnaf Duası. Cuma duası diyenler de vardır. Kaynağı çok net bilinmese de Ahilik’ten geldiği söylenmekte. Ahilik, cömertlik ve kardeşlik anlamına gelir. Ahilik, 14.yy dek Anadolu’da Balkanlar’da ve Horasan’da yaşamış Türklerin sanat ve meslek alanında yetişmeleri ve ahlak yönünden gelişmelerini sağlayan bir yapıdır. Anadolu Selçuklular ve Osmanlı Devletinin asli unsuru olup özellikle Osmanlı Devletinin kuruluşunda temel taşı olmuştur. Sivil Toplum örgütlerinin en eski modeli olan Ahilik Gelenekleri, Mudurnu’da erozyona uğrasa da kaybolmamıştır.
Dua, adındanda anlaşılacağı üzere her Cuma günü Cuma salası verildikten sonra Mudurnu orta çarşısında esnafların toplanmasıyla birlikte başlar. Cuma duasına esnaflar dükkanlarının önüne ayakta hocanın duasına amin demekle birlikte katılmış olurlar. Yapılan bu bereket duası Orta çarşı ve demirciler çarşısı olmak üzere iki ayrı yerde aynı anda yapılır. Orta çarşıda yapılan duaya esnaflar ayakta amin derken, demirciler çarşısı esnafları ise duaya oturdukları yerden amin derler. Bunun sebebi ise orta çarşı esnafının hafta boyunca dükkanlarında oturduğu yerden, demirciler çarşısı esnafı ise hafta boyunca ayakta demir dövdükleri için ahilik geleneğinden gelen bir saygı gösterisi olarak kabul edilir. Dua sonrası gönlünden kopan, ölülerinin ruhuna dua okunmasını isteyen varsa “hayır” adı altında sembol olarak ekmek, lokum gibi elde yenebilecek yiyecekler dağıtılır ve yiyenler/alanlar onlar içinde dua ederler.
Bu duanın Mudurnu için başka bir önemi daha vardır. Mudurnu’da her kim yeni bir işyeri açmak isterse açılışını mutlaka Cuma duasından sonra yapar. Açılışı yapılacak olan dükkan dua sonrası anons edilir kalabalık cemaat açılış yapılacak dükkanın önüne giderek orada dükkanın bereketli olması hayırlı kazançlar sağlaması için hep birlikte dua edilir.
Hemen yanıbaşımızda bulunan Mudurnuya, sadece bu ritüelleri görmek için değil; yapılan el işlerini, elle yapılan bebeklerini, tarihi camileri, kaplıcalarını görmeye, Kaşıksapı makarnasını yemeye, Kızılcık tarhanasını içmeye, kahvaltıda cevizli bazlama yemeye mutlaka gitmelisiniz.
Online bulabildiğim ve Mudurnu Belediyesi tarafından yayınlanan bir dergiyi de paylaşmak istiyorum :
https://mustak.org/depo//view.php?file=seyahat/201404-mudurnu.pdf
Peki Mudurnuya nasıl gidilir?
Mudurnu’ya İstanbul’dan gelenler için Adapazarı(Sakarya) otobanında Akyazı sapağından Akyazı,Kuzuluk,Dokurcun ve Taşkesti’ yi geçerek Mudurnu’ya ulaşabilirsiniz. Dokurcun ile Taşkesti arasında yolda keskin virajlara dikkat etmenizi öneririm. Alternatif olarak E5 Abant sapağından girip, abant kenarından geçen ve mudurnuya giden bir yol bulunmakta.
Haritadaki yeri ;
Gezi boyunca 7/24 destek olan, her detayı gösteren, anlatan sevgili Güray Mercan’a, Mercan ailesine, Keyvanlar Konağı işletmecilerine, bize her fırsatta çay ısmarlamaya çalışan esnafa ayrıca teşekkür etmek isterim.
Gezilerimde çektiğim ve paylaşmaya değer bulduğum fotoğraflarımı şu 2 adresten görebilirsiniz;
https://www.flickr.com/photos/hmustak/
http://500px.com/hmustak
Hakan Müştak’2014
Resim hakkı tarafımca saklıdır : https://www.flickr.com/photos/hmustak/13901907019/
Bir yanıt yazın